24 Ocak 2013 Perşembe

Anlatamıyorum.

6. sınıfta, türkçe dersinde öğretmen tahtaya bir şiir yazıyor. Gün karanlık, sınıf kalabalık, camlar buğuluydu. Muhtemelen bir ekim günü, günler kısalmış son derste oturuyorum, hava soğuk olacak ki camlar buğulanmış, türkçe öğretmenim emel, boyu kısa, tahtanın üstüne yetişmek için zorluyor, parmaklarının ucunda duruyor. Bir şiir yazıyor, o zamanki gözlerim şiiri epeyce uzun görüyor. ''Ağlasam sesimi duyar mısınız,'' diye başlıyor şiir ve ''Anlatamıyorum'' diye bitiyor. Deftere geçiriyorum, okuyorum, anlamıyorum. Şair haklı, anlatamıyor, anlamıyorum. 

O günden geriye bunlar kaldı, çok net hatırladığım için biraz korktuğum bu şeyler. Altıncı sınıfın başında birisi olacak şiirin bende uyandırdığı his ise yıllar boyu değişmedi, ta ki geçen haftaya kadar. Bu şiiri her okuyuşumda gözümde yeşil çimenler, alabildiğine uzak kırlar, güneş ve deniz canlanırdı, belki de şiiri ilk okuyuşumun karanlık ve soğuk bir ekim akşamı oluşundan dolayıdır, ama böyle olurdu. Ataol Behramoğlu'nun bir kitabı ile karşılaştım, şair bu kitapta aşk şiirlerini toplamış ve bunları belli başlıklar içerisinde ayırmış. Başlıklardan birisi ''Sezişler'', bu başlığın ilk şiirlerinden bir tanesi de, Orhan Veli'nin Anlatamıyorum şiiri. Şair neyi seziyor? Ben onun sezebildiği şeyi, neden sezgisini aktardığı şiirde göremedim?

Sorunun cevabının, yani şairin sezgisini bilemeyişimin sebebi, aslında bu soruyu ona yöneltişimdeki sorunda yatıyormuş, bunu çok geç anladım. Şair neyi değil kimi seziyor? Evet doğru soru bu olmalı, şair kimi sezdi? Şiiri böyle okuyorum, ve seziyorum, şairin sezdiği kişiyi seziyorum. Şiiri tekrar yorumluyorum: ''Birisi var biliyorum; her şeyi söylemek mümkün...'' 

Artık bütün soruların cevabını biliyorum. Mısralarda ağlama seslerini duyuyorum, dokunabiliyor, görebiliyorum, şarkıların bu kadar güzel, kelimelerinse kifayetsiz olduğu anları artık biliyorum.

Anladım, ne oldu? ne değişti şiire bakışımda? Hiç. Ben hala uçsuz bucaksız, yeşil ve mavili bir yer istiyorum. Şairin sezdiği şeyi sezmek değil yaşamak isterim. Ve bu şiiri her okuyuşumda, aklıma başka bir şairin başka bir betimlemesi gelecek:

''aynı yalınlıkla ölmek isterim
kırda bir çiçek gibi, sakin, gösterişsiz
mum yerine yıldızlar parlasın üstümde
yeryüzü uzansın altımda sessiz.''


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder