23 Kasım 2012 Cuma

Kadıköy.

Kadıköy'ü çok sevdim, severim. Hatta bilinç ile geçen ve çok uzun olmayan yaşantıma baktığımda hiçbir yeri sevmediğim kadar çok severim. Kadıköy kadar sevdiğim yer yoktur ama kişiler vardır. Bu kişilerin de Kadıköy ile ortak noktaları vardır, hepsi -kadıköy dahil- onlara karşı duyulan sevgiye önem vermezler, benim sevgim karşılıksız kalır her koşulda.

Kadıköy'e bağlandığım ilk günü hatırlıyorum, tarihi, günü, saati, gidiş şeklimi, ilk nereye ayak bastığımı, hangi sokağa girdiğimi, kime baktığımı hatırlıyorum da bağlandığım günü yaşıyorum, evet evet o günü hatırlamıyor yaşıyorum.

Daha sonraları baktığımda Pazar günleri Kadıköy'ü bir başka seviyor olmam da o bağlılığa dayanıyordur belki, her sokağına başka türlü bir aşk besliyorum, her göz göze gelişlerimize beslediğim gibi. Kadıköy ile birlikte başlayan, yol uzadıkça eskiyen bağlılıklar artık kopmaz oldular.

Çok sevdim, severim ve her gidişimde eksik olan bir şeyi ararım, bazen bir sokak arasında, bazen akmar pasajında, bazen bahariyede banklarda, bazen iskele önlerinde, bazen minibüs yollarında, bazen boğaya çıkan bir yokuşta, bazen oturduğum bir yerde arka masamda, sağımda, solumda her yerde arıyorum, ne zaman bulacak gibi olsam gözlerimi kaçırıyorum.

Bazı şeylerden vazgeçilmiyor.

Kaybettim tamam kabul.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder